Kıvılcım Başak Vural Bernal: Bilimin Bilimi*

Bernal: Bilimin Bilimi* 
Kıvılcım Başak Vural

ODTÜ, Fizik Bölümü

İlk bilim tarihi yazımı, epey geç bir dönemde 19. yüzyılın son çeyreğinde başlamıştır. 1930'lara kadar ise, daha çok olay tarihçiliği yaklaşımı görülür1. “Bilim nasıl ilerler?” sorusu farklı disiplinlerden kimi bilim insanları tarafından ortaya ancak 30'lardan sonra atılmıştır. Kimi bilim tarihçileri bu soruyu kişisel merak, deha ürünü şeklinde yanıtlarken, kimileri -Marksist bilim tarihçileri- sorunun cevabını toplumsal ve ekonomik gelişmelerde aramıştır. Marksistler tarihi bireylerin eylemleriyle gelişen bir olgu olarak ele almadıklarından bilimsel ilerlemeyi de bilim insanlarının kişisel dehalarının ürünü olarak açıklamazlar. Bilimsel gelişmeler de toplumların sahip oldukları üretim biçimlerinden bağımsız düşünülemez. Ancak yine de toplumsal gelişmelerle bilimin ilerlemesi arasındaki ilişkinin somutlanması ve bilimin kendi iç rasyonalitesi ve paradigmasının olup olmadığı sorularına daha spesifik yanıtlar verilmesi gerekmektedir.

Sosyalist bilim insanlarının ve bilim tarihçilerinin bilim tarihine yaklaşımları ise ana akım bilim tarihçileri tarafından yok sayılmıştır. 1960'larda Thomas Kuhn'un Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı kitabında öne sürdüğü toplumsal gelişmelerin bilim üzerindeki belirleyiciliği tezi Marksistler tarafından “daha önce yüzlerce kez” söylenmesine rağmen “devrimci” addedilmiştir2. Oysa John Desmond Bernal 1930'lardan itibaren toplumsal koşulların bilim üzerindeki etkisini dile getiren Batıdaki ilk Marksistlerden birisidir. Bu nedenle bu çalışmanın konusu Bernal olacaktır. Kostas Gavroğlu’na göre Bernal “sosyal olguların bilimleri etkileme sürecininin en ince ayrıntılarını saptamak ve anlayabilmek için çalıştı.”3 Toplumsal olayların bilimsel düşüncelere ve teorik yaklaşımlara yön verdiğini ifade ederken, doğa bilimlerindeki ilerlemenin de toplumsal ilerlemeyi bir ölçüde belirlediğini vurgular4. Bu nedenle bilim ve toplum arasındaki ilerleme ilişkisini “etkileşim” olarak tanımlar ve bu etkileşimi en ince ayrıntısıyla analiz etmeye çalışır5. Bernal, barut, matbaa gibi tarihsel bakımdan yön değiştirici bilimsel ve teknolojik gelişmelerin rastlantısallığını reddetmez. Ancak, bu keşiflerin toplumsal dönüşümler üzerindeki etkisinin altını çizer. Yalnız, bilim tarihinin rastlantısal buluşlarla ilerlemesi, kapitalizm öncesi döneme ait bir iddia olabilir; modern bilime bakıldığındaysa daha kontrollü bir süreçtir. Bu nedenle bilimin finansmanı, örgütlenme ve planlama gibi sorunlarını masaya yatırır ve bu sorunaların çözümü ve bilimsel ilerleme arasındaki ilişkiyi ortaya koyar6. Bunun yanı sıra, Bernal’i diğer bilim tarihçilerinden ayıran önemli özelliklerden birisi de, sınıflı toplumlarda ve sosyalist toplumlarda bilimsel gelişmeleri inceleyip, gelişimin ve bilimin örgütleniş süreçlerine dair farklılığı ortaya koymasıdır: Sınıflı toplumlar için, “Uygarlığın başlangıcından bu yana teknikte birbiri ardı sıra gerçekleşen dönüşümlerin arkasındaki itici güç, her aşamada, çağın egemen sınıfına üye bireylerin ve grupların çıkarları olmuştur. Bu dönüşümlerin diğer sınıflara sağladığı yararlar önemsiz ve rastlantısaldır.”7 değerlendirmesini yapar. Aynı zamanda, bilimsel gelişmenin egemen sınıflar tarafından engellediğini de dile getirir. Zira sermayenin çıkarları bilimin gelişimini kontrol eden yegane güçtür ve bu güç için, bir bilimsel çıktı pazarlanabilen bir meta haline geldiği sürece bilimsel ilerlemedir ve desteklenir8. Oysa, sosyalist toplumda bilimsel ilerlemenin ölçütü, toplumun refahının arttırılmasıdır. Bilimsel üretimin örgütlenmesi de çok daha fazla insanın katılımıyla gerçekleşir. Bu konuda Sovyetler Birliği deneyiminden somut örnekler sunar. Reel sosyalizmde, toplumsal çıkarlara öncelik verilirken, bilimin gelişiminin özgünlüğü de akademik kurullara devredilerek güvence altına alınmıştır. Bilim akademisi bilimsel gelişmeyi planlayan kurumdur9.

* John Desmond Bernal'ın bilime yaklaşımını açıklamak için kendisinin oluşturduğu kavram.

1. Gürol Irzık, "Önsöz", Bilimlerin Geçmişinden Tarih Üretmek, Kostas Gavroğlu, İletişim Yay., 2006, 8.

2. Kostas Gavroğlu, Bilimlerin Geçmişinden Tarih Üretmek, 16.

3. Gavroğlu, 57.

4. J. D. Bernal, Tarihte Bilim, cilt 1, Evrensel yay., 2009, 17-18.

5. Bernal, Bilimin Toplumsal İşlevi, Evrensel yay., 2011.

6. A.g.e.,293-308

7. Bernal, Tarihte Bilim, cilt 2, 459.

8. A.g.e., 460.

9. A.g.e., 476-478.